Tarhan: Rekabet kanununda tek adam rejimi
Rekabet anunuu'nun AKP iktidarı döneminde 6 kere değiştiğini hatırlatan Tarhan şunları söyledi: “2018’de bir KHK ile kurulun özerkliği kaldırıldı. 2020’de getirilen düzenlemeyle ise kurumun özerkliği kaldırılıyor. Kanunun ilk hali bugünkünden daha yeterliydi. Daha önce Yargıtay, Danıştay, TOBB, Kalkınma Bakanlığı ile Gümrük ve Ticaret Bakanlığı üye atanma sürecinde öneride bulunabiliyordu. Başkanlık sistemi denen bu sistemde bütün üyeler tek adamın atamasına bırakıldı. 2018 itibariyle kurul fiilen işlevsiz hale geldi. 2 yıl önce kurulun başına gelen şey, bugün kurumu vuruyor”
TEKELLEŞME VAR, REKABET YOK
"Rekabeti destekleyemeyen bir ekonomik tablo ile karşı karşıyayız. Hane halkı, şirketler ve devlet ciddi ölçüde borçlu. 2002’de 129 milyar dolar olan kamu ve özel dış borcu, 2019 sonu itibariyle 437 milyar dolara yükselmiş durumda. Özelleştirmeler, ülkenin sanayi alt yapısını tasfiye ediyor. Türkiye üretim ekonomisinden hızla uzaklaştı. Üretim yerine rant ön plana çıktı. Milli servet inşaata gömüldü. Vatandaşlar geçmedikleri yola ve köprüye, yatmadıkları hastaneye ve uçmadıkları havaalanına para öder hale geldiler. Bu düzende devlet israfa, gösterişe ve yolsuzluğa battı. Vergi borçları silinen, hazine garantileriyle beslenen 3-5 müteahhit tüm ihaleleri aldı. Gelinen yer rekabet ortamının bittiği, piyasanın hükümet destekli tekellere teslim edildiğini gösteriyor. Bozulan rekabet ortamı en çok gençleri ve iş arayan vatandaşlarımızı vurdu. Bugün Türkiye’de her dört gençten biri işsiz. Gençlerin % 63’ü yurtdışında yaşamak istiyor. İşsiz sayısı 4 milyon sınırına dayandı.”
"ADALETİN ÇÖKMESİ"
“Piyasada rekabetin ortadan kalkmasının asıl nedeni adalet ve hukuktaki çöküştür. Ülkede hak, hukuk, adalet yok. Parti genel başkanından talimat alan mahkemeler var. Mülkün değil iktidarın temeli oldu mahkemeler. Hukukun yokluğunda muhalif siyasetçiler, haber yapan gazeteciler, tweet atan vatandaşlar bir bir cezaevine girdi. İnsanlar konuşmaya, yazmaya ve siyaset yapmaya korkar oldu. Türkiye büyük bir cezaevine dönüştü. Aynı zamanda bir siyasi partinin genel başkanı olan Cumhurbaşkanının tüm üyelerini siyasi bir şekilde tek taraflı olarak atadığı Rekabet Kurumunun üyelerine pek çok maddesi açıkça Anayasaya ve AB mevzuatına aykırı yetkiler vermek doğru değildir. Önce adalet, liyakat ve tarafsızlık. Sonra rekabet.”