Düşünün Dilovası'nda ilçe sakinleri evlenecek ev bulamıyor, Kiralık ev yok olanlarda zaten kiralar en üst seviyede İstanbul ile yarışıyor.

Vatandaşların kendini atacağı tek yer olan sahile Kamp kurmuşlar huzur yok, oturacak yer bulamıyorlar.

İnanın dün gece yapılan yürüyüş herkesin oh be bizim sesiniz oldunuz, yeter dediğini duyar gibiyim.

Tabi ki onlarda hakları neyse yaşamalı ama Dilovası son olaylar ile artık bıçak kemiğe dayandı diyor.  Ortadoğu’da bitmek bilmeyen karmaşa hali baştakilerini değil, her zaman halkları eziyor. 

Bunun bir uzantısı olarak Arap Baharıyla başlayan furya Suriye’de iç savaşa kadar geldi. 

Ülkesinin içinde bulunduğu durumdan kimi Suriyeliler canlarını zor kurtarırken, kimileri ise gerçekten ailelerini bıraktı savaştan kaçtı ve bazıları bunu fırsata dönüştürüp Türkiye’yi sığınmacı yuvasına çevirip dolup taşmasına neden oldu. Gel gelelim Dilovası'nda ne olduğuna... 

Dilovası'nda yıllardır iç içe yaşayan ve aile olmuş vatandaşlar Ülkemizin değişik bölgelerinden hemen her gün Suriye'lilerin vatandaşlarımızla olan bitmek bilmeyen kavgalarına şahitlik etti.  Çarşı Pazar, Sahil, Park, Bağ, Bahçe, Mahalle, Sokak vatandaşlarımızdan daha çok sığınmacılarla doldu. Özellikle Tavşancıl sahilinde kavga ve çevreye zarar vermeye devam ettikleri biliniyordu. 

Dünde Dilovamızda çıkardıkları kavga ile ok yaydan çıktı. Vatandaşlar dün gece sabaha kadar süren ve iddialara göre bir vatandaşın köpeğinin zehirlenmesi ve can vermesine kadar yanında durdukları öğrenilen Suriyelilerin daha sonra organize şekilde yine tepki gösteren ailenin evinin basılmasına ve darp edilmesine kadar gidilmesine tepki gösterdi.

Gece geceden kalan olayların durması beklenirken saldırıların devam etmesi Mahalle halkını çileden çıkardı. Dilovası Son durakta başlayan ve Dilovası Belediye meydanına kadar yürüyen vatandaşlar Hep bir ağızdan ''Dilovası'nda Suriyeli istemiyoruz'' sloganları atarak adete Tüm Ülkenin sesi oldu.

Mahalle olarak başlayan yürüyüş Belediye meydanına kadar adeta mitinge dönüştü.

Dilovası Emniyeti ve İl emniyet müdürünün gelip yaptığı konuşmalar ve bilgilendirmeler sonrası vatandaşlar bir süre yürüdükten sonra olaysız dağıldı.

İnsanların ülkelerinden savaş gibi bir faktör yüzünden kaçmaları gerçekten içler acısı bir durum.

Televizyonlarda, gazetelerde her gün binlerce insanın başka ülkelere kaçmak için mücadelesini, kaçışını görüyoruz. Her gün yüzlerce insanın, çocuğun denizlerde ölümünü izliyoruz.

Bu çok acı bir görüntü. Çıkarlar yüzünden bu insanların böyle bu duruma gelmesi gerçekten çok yanlış. Çocuklara, yaşlılara, hastalara, kadınlara tabii ki kapımız açık…Aşımızı paylaşırız…Ekmeğimizi paylaşırız… 

Suriyeli insanlar şu an vatandaşlık almadan da gayet Türk vatandaşından daha rahat yaşadığını biliyoruz.

Bursları olsun, maaşları olsun, verilen bütün imkanlar olsun bizden çok çok iyi şarttalar.

Türk vatandaşları ikinci sınıf muameleyi kendi ülkesinden görürken, Suriyeliler de vatandaşlığı ülkeyi elimizden bile alabilirler.

Bazılarınız Suriyelilerin kalmasını yaşamasını isteyebilir inanın yaşamayı bilenler zaten yaşıyor ama tabi ki bizim ülke büyük ve hepimize yeter ama şunu da bilmeliyiz ki Ateş Düştüğü yeri yakar yani çoğu kesim rahatsız ama işte ateş düştüğünde anlayacaklar....