Doğan Demir: “Maraş Katliamı hamile kadınların diri diri karnındaki bebeklerle birlikte öldürüldüğü katliamdır”
Doğan Demir: “Maraş Katliamı hamile kadınların diri diri karnındaki bebeklerle birlikte öldürüldüğü katliamdır”
Doğan Demir: “Maraş Katliamı hamile kadınların diri diri karnındaki bebeklerle birlikte öldürüldüğü katliamdır”
Doğan Demir: “Maraş Katliamı hamile kadınların diri diri karnındaki bebeklerle birlikte öldürüldüğü katliamdır”
Gelecek Partisi İstanbul Milletvekili Doğan Demir, TBMM Genel Kurulu’nda 2025 yılı bütçe görüşmeleri sırasında yaptığı konuşmada, Maraş Katliamı’nın üzerinden geçen 46 yıla rağmen hâlâ aydınlatılamadığını vurguladı. Demir, bütçe değerlendirmesinde ise ekonomik dengesizlikler ve sosyal adaletsizlikler üzerine eleştirilerini sundu.
Gelecek Partisi İstanbul Milletvekili Doğan Demir, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Genel Kurulu’nda 2025 yılı bütçe görüşmeleri sırasında yaptığı konuşmada şu ifadelere yer verdi:
''Sayın Başkan, Değerli Milletvekilleri… Konuşmama başlamadan önce 19- 26 Aralık 1978 yılında yaşanan Alevilere yönelik gerçekleştirilen ve insanlık tarihinin en kara günlerinin yaşandığı, yüzlerce canın katledildiği, tarihimizde kara bir leke olarak kalmaya devam eden, tüm katliamlar gibi aydınlatılmayan Maraş Katliamın üzerinden bugün tam 46 yıl geçti ve yaşanan bu katliama biraz değinmek istiyorum…
Maraş Katliamında resmi rakamlara göre 120 insanımız öldürüldü, katledildi.
116 kişinin mezar yeri bile belli değil…
Alevilere ait 200'ün üzerinde ev yakıldı, 100'e yakın işyeri tahrip edildi.
Katliamda önemli rol oynayan 68 kişiye 46 yıldır ulaşılabilmiş değil.
Katliamdan bir gün önce Bağlarbaşı Camisi İmamı Mustafa Yıldız cuma vaazında; "Oruç tutmak, namaz kılmakla hacı olunmaz. Bir Alevi öldüren beş sefer hacca gitmiş gibi sevap kazanır.” demişti ve ertesi gün Maraş Katliamının fitili ateşlendi.
Bu zihniyete lanet olsun, bir inancı diğer inançtan üstün gören, bir insanı diğerinden üstün kabul eden etrafına nefretten başka bir şey aşılamayan bu yobaz zihniyete lanet olsun.
Bir kadının kocasına “Beni sen öldür, onların eline bırakma.” dediği, hamile kadınların diri diri karnındaki bebeklerle birlikte öldürüldüğü katliamdır Maraş Katliamı…
Maraş Katliamında yitirdiğimiz canlarımızı büyük bir üzüntü ve rahmetle anıyorum.
Maraş Katliamı başta olmak üzere biz Alevilere ve tüm insanlığa yapılmış bütün katliamlar aydınlatılmalıdır, hiçbir katliamı unutmadık, unutturmayacağız…
Sayın Başkan, Değerli Milletvekilleri…
Gazi meclisimizde, ülkemizin en temel planlama araçlarından biri olan 2025 yılı bütçe görüşmeleri kapsamında komisyonlardan sonra 10 gündür Genel Kurulda bakanlıklarımızın bütçesi üzerine görüşmeler yapıyoruz.
Bütçe, sadece gelir ve gider kalemlerinin bir tablosu değil; aynı zamanda bir ülkenin geleceğini şekillendiren, vatandaşlarımızın refah düzeyini, yaşam kalitesini doğrudan etkileyen bir yol haritasıdır.
Bu süreçte bizim en büyük sorumluluğumuz, milletimizin bize emanet ettiği kaynakları etkin, şeffaf ve adil bir şekilde kullanarak refahı artırmak ve toplumsal sorunlara çözüm üretmektir. Dolayısıyla, 2025 bütçesini değerlendirirken sadece ekonomik verilerden değil, halkımızın gündelik yaşamından, onların ihtiyaçlarından ve beklentilerinden de söz etmeden geçemiyoruz. Doğal olarak eleştirilerimizde oluyor, çözüm önerilerimizde oluyor, itirazlarımızda oluyor. Tüm bunlar halkımızın sesi, sözü olmak adınadır.
Burada önce ülkemizin ekonomik koşullarına değineceğim; ardından bakanlıklarımızın bütçelerini değerlendirip, çeşitli alanlardaki çözüm önerilerimi sizlerle paylaşacağım.
Bugün Türkiye, ekonomik olarak birçok zorlukla karşı karşıya bulunmaktadır.
Son yıllarda yaşanan küresel pandemi, jeopolitik gelişmeler ve iç ekonomik dengesizlikler, ülkemizin ekonomik yapısını oldukça zorlamıştır.
2024 yılında ülkemizin ekonomik olarak büyüme kaydettiği ifade ediliyor. Ancak bu büyüme, toplumun çok geniş bir kesimine yansımamış, gelir dağılımındaki eşitsizlikler daha da derinleşmiştir.
Enflasyon oranı, 2024 sonunda TÜİK verilerine göre %47 seviyesine ulaşmıştır. Ancak bu rakamın böyle olmadığını hepimiz biliyoruz. Bu durum halkımızın alım gücünü ciddi şekilde etkilemiş ve en temel ihtiyaçlarının karşılanmasını bile zorlaştırmıştır.
İşsizlik oranı %10,5 seviyesinde seyretmekte, genç işsizlik oranı ise %20’lere yaklaşmaktadır. Özellikle gençlerimizin ve kadınlarımızın iş gücüne katılımı, üzerinde daha fazla durulması gereken bir konu olarak karşımızda çıkmaktadır.
Yüksek enerji fiyatları ve dış ticaret dengemizdeki sorunlar nedeniyle cari açık artmaya devam etmektedir.
Bu tablo, halkımızın günlük hayatını daha zor hale getirmiştir. Ancak bu zorlukları aşmak için çözümlerimiz var. Bu çözümler, doğru planlama ve etkin bütçe yönetimi ile mümkündür.
Bazı bakanlıkları ele alarak genel sorunlardan bahsedip çözüm önerilerimi de sizlerle paylaşmak istiyorum…
1. Milli Eğitim Bakanlığı…
Eğitim, bir milletin geleceğini inşa eden en önemli unsurdur.
Öğretmen açığı halen ciddi bir sorun olmaya devam etmektedir.
Okul altyapıları, özellikle kırsal bölgelerde yetersizdir.
Protokoller aracılığıyla pedagojik formasyonu olmayan kişiler okullarda eğitim sistemine müdahale etmektedir.
Öğrenciler arasında fırsat eşitsizliği ve ideolojik dayatmalar giderek artmaktadır.
Bu sorunlar karşısında:
Eğitim bütçesi, gelişmiş ve gelişmekte olan dünya ülkeleri ortalamasına çıkarılmalı, daha fazla kaynak ve okul altyapılarının iyileştirilmesine yönlendirilmelidir.
Köy okulları yeniden aktif hale getirilmeli, kırsal bölgelerde eğitimin kalitesi artırılmalıdır.
Öğretmenlerin özlük hakları iyileştirilmeli ve mesleki gelişimleri için daha fazla yatırım yapılmalıdır.
Dijital eğitime geçiş süreci hızlandırılmalı ve tüm öğrencilere ücretsiz internet erişimi sağlanmalıdır.
Okullarda eğitimde laiklik ve bilimsellikten vazgeçilmemeli, tarikat ve cemaatler okullara sokulmamalıdır.
Özel okullarda asgari ücretin altında ve düşük maaşlara mahkûm edilen öğretmenler ve ücretli öğretmenler için bir an önce bakanlık kollarını sıvamalıdır.
Bu konuda sıkı denetimler yapılarak özelde çalışan öğretmenlerin sorunlarına çözüm bulunmalı, ücretli öğretmenlik yapanların da şartları iyileştirilmelidir.
2. Sağlık Bakanlığı
Sağlık hizmetleri, bir toplumun refah seviyesinin en önemli göstergelerinden biridir. Ancak sağlık sistemimizde çözüm bekleyen birçok sorun bulunmaktadır.
Ülkemizde sağlık çalışanlarının iş yükü ve çalışma koşulları ağırdır.
Sağlık hizmetlerine erişimde yaşanan sorunlar ve bölgesel eşitsizlikler devam etmektedir.
Bu sorunlara çözüm olarak;
Sağlık çalışanlarının özlük hakları iyileştirilmeli, sağlıkta şiddetle mücadele daha etkin bir şekilde sürdürülmelidir.
Aile hekimliği sistemi güçlendirilmeli, birinci basamak sağlık hizmetlerine daha fazla kaynak ayrılmalıdır.
Kamu-özel ortaklığı modeli yeniden gözden geçirilmeli, sağlık bütçesi daha verimli kullanılmalıdır.
Özel hastanelerin denetimleri tarafsız ve sıkı olmalıdır.
3. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı
Sosyal güvenlik açıkları ve işsizlik, Türkiye’nin en büyük sorunları arasında yer almaktadır. 2025 bütçesi, bu sorunların çözümü için yeterli görünmemektedir.
Gençler için mesleki eğitim ve istihdam programları artırılmalıdır.
Kadınların iş gücüne katılımını artırmak için özel teşvikler sağlanmalıdır.
Emeklilik sistemindeki dengesizlikler giderilmeli ve kayıt dışı istihdamla etkin şekilde mücadele edilmelidir.
En düşük emekli maaşı asgari ücretin altında olmamalı, asgari ücrette ülkemizdeki ekonomik durum gözetilerek ve alım gücü hesaba katılarak belirlenmelidir.
Çünkü bir asgari ücretli Şubat 2024’te alabildiklerinin şu an Aralık 2024’te yarısını bile alamıyor. Maaşlar eridi.
4. Tarım ve Orman Bakanlığı
Türkiye, tarımsal üretimde kendi kendine yeten bir ülke olmak zorundadır.
Ancak 2025 bütçesi, tarımsal desteklemeler açısından maalesef yetersizdir.
Çiftçilere verilen destekler artırılmalı ve zamanında ödenmelidir.
Çiftçi ve hayvan üreticilerinin girdi maliyetleri çok fazla artmış durumda buna karşın üreticilerin vergi yükü bir an önce hafifletilmelidir.
Çiğ süte zam gelmeden yem firmaları zam yapmaya başladı, asgari ücret açıklanacak yem firmaları bir zam daha yapacak. Hayvancılık yapan vatandaşlarımız kazandığını yem firmalarına veriyor. Sayın Bakan bu konuda bir an önce harekete geçilmeli, yem firmalarının fahiş fiyatları ve fiyat artışları sıkı bir denetime tutulmalıdır. Yemciler vatandaşı mahvetmiş durumda…
Tarımsal üretimde teknoloji kullanımı teşvik edilmelidir.
Sulama projeleri hızlandırılmalı ve kuraklıkla mücadele kapsamında daha fazla kaynak ayrılmalıdır.
5. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı
Sanayi ve teknoloji, bir ülkede ekonomik büyümenin motorudur.
Ar-Ge yatırımlarının milli gelir içindeki payı arttırılmalıdır.
Yerli ve milli üretimi teşvik eden stratejik projeler desteklenmelidir.
Dijital dönüşüm programları hızlandırılmalı ve tüm sektörlere yayılmalıdır.
6. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı…
İklim değişikliğiyle mücadele ve sürdürülebilir şehirleşme politikaları, deprem dirençli kentler inşa etmek ve mevcut yapıları bir an evvel depreme dirençli hale getirmek Türkiye’nin en öncelikli gündemi arasında yer almalıdır.
Yenile-ne-bilir enerji projelerine daha fazla kaynak ayrılmalıdır.
Yeşil ekonomiye geçiş için teşvik mekanizmaları geliştirilmelidir.
Kentsel dönüşüm projelerinde sosyal adalet gözetilmelidir.
7. Ticaret Bakanlığı…
Ticaret Bakanlığı’nın bütçesi, ihracatı artırmak ve cari açığı azaltmak için daha etkin kullanılmalıdır.
KOBİ’lerin ihracat kapasitesini artırmaya yönelik destekler sağlanmalıdır.
Ticaret diplomasisi güçlendirilerek yeni pazarlar keşfedilmelidir.
Herkesin rahat bir nefes alabilmesi için bir an evvel yapısal reformlar yapılmalıdır.
Hep birlikte, daha güçlü, daha adil ve daha yaşanabilir bir Türkiye için çalışacağımıza olan inancımla, 2025 bütçesinin ülkemize hayırlı olmasını diliyorum.''
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.